Açıklama
Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 800 yıl kadar önce yaşamış olmakla birlikte günümüzde sadece yaşadığı topraklarda değil, dünyanın dört bir tarafında tanınmakta ve eserlerinden faydalanılmaktadır. Onu ve fikirlerini evrensel kılan nedir, farklı din, kültür ve yaşam biçimini benimseyen insanlar yüzyıllar öncesi söylenmiş bu dizelerde neler buluyor?
Hz. Mevlânâ’nın “Ben o ilâhî gül bahçesinden ancak bir gül getirdim. Anlayana ve önyargısız bakana bu gül o bahçenin vasıflarını anlatmaya yeter.” dediği gibi, elimizdeki bu kitap o gülden bir yaprak getirmek için insanlara bir yaşam kılavuzu, bir yol gösterici olabilecek değerli rubâîlerden hazırlanmıştır. Hz. Pîr “Gül zamanı geçtiyse, gülü gül suyundan ara!” demiş. Biz de bu rubâîler arasından gül kokuları almaya, onun işaret ettiği yöne giderek yolumuzu tayin etmeye çalışmalıyız.
Esin Çelebi Bayru (Hz. Mevlânâ’nın 22. kuşak torunu)
Hz. Mevlânâ’nın rubâîlerinden meydana gelen bu eserde rubâîler hem Türkçe hem İngilizce olarak yer almaktadır. Okuyucu arzu ettiğinde çeviriler arasındaki farklı yorumları değerlendirebilsin diye her rubâî için Abdülbaki Gölpınarlı, Fürûzanfer ve Şefik Can olmak üzere üç kaynak verilmiştir. Bu çalışmanın, pek çok okuyucunun feyiz almasına vesile olmasını dileriz.
***
Although he lived 800 years ago, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî is known not only in the lands where he lived but also all over the world and his works are widely utilized. What makes Rûmî and his ideas universal, what do people of different religions, cultures and lifestyles find in these verses spoken centuries ago?
As Rûmî said, “I have brought only one rose from that divine rose garden. For those who understand and look without prejudice, this rose is enough to describe the qualities of that garden.” This book has been prepared by valuable rubâîs that can be a life guide and a guide for people in order to bring a leaf from that rose. Rûmî said, “If the time for the rose has passed, look for the rose in rose water!” We should try to smell the fragrance of roses among these rubâîs and determine our path by going in the direction he points out.
Esin Çelebi Bayru (22nd generation granddaughter of Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)
This work, which consists of rubâîs of Rûmî, includes both Turkish and English translations of the rubâîs. Three sources are given for each rubâî: Abdülbaki Gölpınarlı, Fürûzanfer and Şefik Can, so that the readers can evaluate the different interpretations between the translations if they wish. We hope that this work will be a source of inspiration for many readers.